TELİF HAKLARI TARİFELERİ
MÜZİK MESLEK BİRLİKLERİNİN MÜZİK YAYINLARINA İLİŞKİN TELİF HAKLARI TARİFELERİ ESNAF VE TÜCCARLARI AYAĞA KALDIRDI
ATO BAŞKANI AYGÜN: “TARİFELER MAKUL SEVİYEYE İNMEZSE MÜZİK SUSAR… BU YÜKSEK TELİF HAKKI, TÜCCARI DA ESNAFI DA TELEF EDER.
TÜRK ADALETİ MİLYONLARCA DAVA İLE TIKANACAK
BİZ HER ŞEYİ KAYIT ALTINA ALALIM DİYE MÜCADELE VERİYORUZ, MÜZİK MESLEK BİRLİKLERİ, YÜKSEK TARİFELERLE KAÇAK KULLANIMI TEŞVİK EDİYOR
YO YO MA’NIN, JENNİFER LOPEZ’İN TELİF HAKKINI DA İSTİYORLAR. İSTİYORLAR DA SEZEN’İN HAKKINI SEZEN’E, LOPEZ’İN HAKKINI LOPEZ’E VERECEKLER Mİ, BEN NEREDEN BİLEYİM?.
Eser, icra, yapım ve yayınların kullanılması ve iletilmesi hakkındaki yönetmelik uyarınca Müzik Meslek Birlikleri’nin umuma açık yerlerde müzik yayınlarına ilişkin telif hakları tarifeleri esnaf ve tüccarları ayağa kaldırdı.
Yasaya göre 50 metrekareyi aşan hangi işyeri, radyo, CD, kaset çalıyor, müzik yayını yapıyorsa, aralarında MESAM, MSG, MÜYAP, MÜYORBİR ve RATEM’in bulunduğu 5 müzik birliğine ayrı ayrı ve değişen oranlarda yıllık telif ücreti ödeyecek.
Belirlenen tarifelerin geçmiş yıllardaki yasal boşluk nedeniyle alınmayan telif haklarının telafi edecek şekilde yüksek belirlendiğini kaydeden Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün “Bu tarifeler İntikam tarifeleridir. Geçmiş dönem hesaplaşmasıdır. Tüccar ve esnaf 5 meslek hanedanlığının dayatmasıyla karşı karşıyadır. Tarifeler inmezse müzik susar. Bu yüksek telif hakkı, tüccarı da esnafı da telef eder.” dedi.
Konuya ilişkin yazılı bir açıklama yapan ATO Başkanı Aygün, telif hakları meselesinin Türkiye’nin kanayan bir yarası olduğunu, eser sahiplerinin haklarının korunması gerektiğini söyledi. Aygün, “Biz her şeyi kayıt altına alalım diye mücadele veriyoruz, Müzik Meslek Birlikleri, yüksek tarifelerle kaçak kullanımı teşvik ediyor. Eser sahibine boynumuz kıldan ince. Meslek Birlikleri bu saygıyı kötüye kullanmasın” dedi.
Müzik meslek birliklerinin, telif hakları konusunda sürmekte olan ihtilafları sona erdirmekten uzak, kendilerinin tek yanlı çıkarlarını gözeten tarifeler belirlediklerini dile getiren Aygün, “Belirlenen tarife ülke gerçekleri ile bağdaşmamaktadır” dedi. Aygün şunları söyledi:
Beş yıldızlı bir otelden, yıllık oda başına, MESAM 40 milyon 698 bin, MSG 18 milyon 600 bin, MÜYOBİR 8 milyon 840 bin, MÜ-YAP 17 milyon 680 bin, RATEM 12 milyon olmak üzere toplam 98 milyon lira para istiyor. 67 dolara tekabül eden bu rakamın 300 oda ile çarpılması durumunda bir otelden talep edilen para yıllık 20 bin doları aşıyor. Buna otele bağlı restorantlar, discolar, açık alanlar, toplantı salonları dahil değil. Onlardan da ayrıca ücret talep ediyorlar. Oysa Avrupa’daki otellerin ödediği yıllık telif ücretleri yıllık 2-5 bin euro arasında değişiyor. Kaldı ki, biz odayı, 50-100 dolardan pazarlarken, Avrupalı 300-400 dolara satıyor. Biz de milli gelir 4 bin dolar, onlarda 20 bin dolar. Böyle tarife olur mu?. Konaklama tesisindeki odalar umuma açık mahal olarak kabul edilebilir mi? Odalarda bulunan radyo ya da televizyonlar üzerinde meslek birliklerinin hak talebi olabilir mi? Ama oluyor, burası Türkiye deniyor. Konaklama tesislerinde hem oda sayısı, hem umuma açık mahaller üzerinden bedel talep edilmesi kabul edilemez. En hafif ifadeyle bu bir telif terörüdür.”
KASETÇİDEN DE TELİF TUVALETÇİDEN DE
Beyaz eşya ve müzik metaryelleri, enstrümanları satan mağazalarda açık tutulan cihazlardaki müzik eserleri, radyo televizyon yayınları sebebiyle de telif ücreti istendiğine vurgu yapan Aygün, buradaki amacın müzik dinletmek değil, tüketiciye cihaz hakkında fikir vermek olduğunu dikkat çekti. Meslek birliklerinin kendini devlet yerine koyarak uçandan kaçandan telif istediğini belirten Aygün ticaret merkezlerindeki tuvaletlerden, çalışma ofislerine kadar, asansörlerden park yerlerine kadar bütün açık alanların ücretlendirildiğini kaydetti.
ABD ve Avrupa Birliği’nde kişi başına milli gelirin 15-20 bin dolar olduğunu, bu ülkelerdeki ticaret merkezlerinde metrekare başına 6 cent ödendiğini örnek veren Aygün, en iyi istatistiklere göre 4 bin dolar milli gelire sahip Türkiye’de metrekareye ödenecek ücretin 1 cent’i aşmaması gerektiğini vurguladı. Buna karşılık sadece MESAM’ın metrekare başına 1 dolar 2 cent telif ücreti istediğini hatırlatan Aygün, “Korsanı önleyelim. Telif meselesini çözelim ama bunu yaparken ticaretin önünü tıkamayalım” diye konuştu.
KONTAK KAPATIR GİBİ KAPATIRIZ
Az sayıda da olsa meslek birliklerinin bugüne kadar hukuk ve ceza davası dayatmasıyla sözleşme imzalattığına dikkat çeken Aygün, bu sözleşmeleri imzalamayan çok sayıda işletmelerin de müzik yayınlarına tamamen son verdiklerini söyledi.
Telefonda bekleme süresince çalan müziklerden de telif ücreti istendiğini ifade eden Aygün, umuma açık alanda müzik çalmak suçundan binlerce işyerinin mahkemelik olduğunu söyledi. Bu işyerlerinin 50-150 milyar liraya kadar para ve 4 ila 6 yıla kadar hapis cezası ile yargılandıklarını söyleyen Aygün “Çok yakın zamanda Türk adaleti davalardan kilitlenecek” uyarısında bulundu.
Bunun turizme ve ülke ekonomisine zarar verdiğini dile getiren Aygün, “Kontak kapatır gibi, radyonun , televizyonun, müzik aletinin düğmesine basar kapatırız” dedi.
SEZEN’İN HAKKI SEZEN’E
Tarifelerde kullanım sıklığına hiç yer verilmediği gibi kullanılan eser başına birim fiyat üzerinden tarife yapılmadığını tüm tarifelerin götürü olarak hazırlandığını kaydeden Aygün, “Tarife, ister kullan, ister kullanma bu parayı ödeyeceksin diyor. Üstelik tüm dünya müziği üzerinden para isteniyor. Beethoven’ın, Mozart’ın, Nirvana’nın, Lois Armstrong’un, Hintli sanatçı Mc Panjabi’nin, Çinli santçı Yo Yo Ma’nın, Jennifer Lopez’in telif hakkını da istiyorlar. İstiyorlar da, Sezen’in hakkını Sezen’ e, Lopez’in hakkını Lopez’e verecekler mi, ben nereden bileyim?. Müzik birlikleri bu santçılarının temsilcisi olduklarını dahi kanıtlayamıyorlar”
BEŞİ BİRYERDE GİBİ DİZİLMİŞLER
Müzik meslek birliklerinin kimi ne oranda temsil ettiği konusunda da belirsizlik olduğunu dile getiren Aygün, telif haklarının paylaşımı konusunda kendi aralarında anlaşamadıkları için beşi bir yerde gibi tüccar ve esnafın karşısına dizildiklerini kaydetti. Müzik meslek birlikleri’nin sayısının yarın yediye, sonraki gün 12’ye çıkmayacağının da garantisi olmadığına dikkat çeken Aygün “Bugün beşi biryerde, yarın yedi kocalı hürmüz. Bunun nerede biteceği belli değil” dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder