HOŞGELDİNİZ

BU BLOGU ŞU ANDA GÖRÜNTÜLÜYORSANIZ SİZDE KORSAN HAKKINDA BİRŞEYLER ÖĞRENMEK İSTİYORSUNUZ DEMEKTİR VE EMİN OLUN DOĞRU ADRESTESİNİZ

15 Aralık 2010 Çarşamba

Telif yasasına köklü değişiklikler geliyor


Kültür ve Turizm Bakanlığı, yeni telif yasası için bir taslak hazırladı. 1952 yılında yürürlüğe giren 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu bugüne kadar sekiz kez değiştirildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı, yasanın yarıya yakın bir kısmında değişikliği öngören yeni bir taslak metni ilgililerin görüşlerine açtı.

Av. Dr. Cahit Suluk, taslak metinde öngörülen temel değişiklikleri değerlendirdi:

Meslek birlikleri her alanda teke düşecek

Taslak metin bu haliyle yasalaşırsa, meslek birliklerinin adı telif birlikleri olarak değişecek ve her alanda sadece bir adet telif birliği kurulabilecek. Bugün aynı alanda kurulmuş birden çok meslek birliği var. Sözgelimi, müzik eser sahipleri alanında MESAM ve MSG, fonogram yapımcıları alanında MÜYAP, MÜZİKBİR ve MÜYABİR faaliyet halinde. Bu meslek birlikleri ya birleştirilecek ya da tamamen tasfiye edildikten sonra yeni bir meslek birliği kurulacak. Gerek birleşme gerekse tasfiye sonrası yeni kuruluş halinde, önceki meslek birliklerinin malvarlıkları ve borçları, yeni kurulan veya birleştirilen meslek birliğine devredilecek. Her alanda bir adet telif birliğini öngören Bakanlık, uygulamada yaşanan kaosu önlemeyi hedefliyor. Eserleri kullanan radyo-TV ile otel, restoran ve mağazalar gibi umuma açık mahaller de her alanda tek muhataba kavuşacak.

2. Kamuya ait kütüphaneler ile eğitim ve araştırma kütüphaneleri hiçbir karşılık ödemeden kitapları ödünç verebilecek

Bir eserin kütüphaneler tarafından ödünç verilmesi, için hak sahiplerine adil bir ödeme yapması gerekiyor. Bu miktar, ilgili alan meslek birliklerince tarife hazırlanarak belirlenecektir. Dünyadaki uygulamalar da bu yöndedir.

Ancak taslak metinde, kamu kurum ve kuruluşları ile eğitim ve araştırma kuruluşlarına ait kütüphaneler ve ihtisas kütüphaneleri belirtilen bedeli ödemekten muaf tutulmuştur. Ülkemizde kütüphaneler ya kamu kurumlarına aittir ya da eğitim amaçlıdır. Dolayısıyla bu düzenleme ölü olarak doğacak demektir.

3. Kütüphaneler, müzeler ve eğitim kurumları, telif ödemeden satın aldıkları yayın ve diğer eserleri arşivleyebilecek

Bir eserin arşivlenmek amacıyla doğrudan veya dolaylı olarak ekonomik veya ticari bir amaç güdülmeksizin kütüphaneler, arşivler, müzeler ve eğitim kurumları tarafından dijital ortama aktarılarak veya başka teknik yöntemlerle çoğaltılması serbest hale getiriliyor. Böyle bir uygulama yayıncılığı sekteye uğratabilir. Zira yayıncılar, e-book gibi satışı gibi ticari uygulamaları şimdiden unutmalı.

4. Şahsi kullanım harcı öngörülüyor

Her türlü boş video kaseti, ses kaseti, bilgisayar disketi, CD, DVD gibi taşıyıcı materyaller ile fikir ve sanat eserlerinin çoğaltılmasına yarayan her türlü teknik cihazı ticari amaçlı imal veya ithal eden gerçek ve tüzel kişiler imalat veya ithalat bedeli üzerinden yüzde üçü geçmemek üzere Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenecek orandaki miktarı Kültür ve Turizm Bakanlığına yatıracaktır. Bu rakamın belirli bir yüzdesi, telif birlikleri (meslek birlikleri) aracılığıyla hak sahiplerine dağıtılacak. Bu yüzde taslak metinde henüz belirlenmemiş. Mevcut uygulamaya göre ise, bu para Bakanlıkta kalıyor. Şimdi hak sahiplerine de bir miktar dağıtım yapılacak. Ancak Bakanlık, dağıtılacak bu rakamı minimumda tutmaya çalışıyor.

5. Uzlaştırma komisyonu yine işlevsiz

Meslek birlikleri ile radyo-TV ve umuma açık mahaller arasında yaşanan karmaşa sürecek gibi görünüyor. Zira yasada öngörülen uzlaştırma komisyonu kararları bağlayıcı değil. Bu konuda taslak metinde de bir iyileştirme yapılmamış ve eski sistem aynen muhafaza edilmiş.

6. Sanatçılar haklarına yine kavuşamayacak

Meslek birlikleri, topladıkları bedellerin dağıtımına ilişkin kriterleri kendileri belirliyor. Oysa bu hususta yasada düzenleme yapılmalıydı. Taslak metinde bu konuda da bir iyileştirme yapılmamış. Bu nedenle de sanatçılar, toplanan telif bedellerinden hak ettikleri miktarları alamıyor. Bundan sonra da alamayacak gibi görünüyor.

7. Hak sahipleri meslek birliklerine üye olmaya zorlanıyor

Taslak metne göre, hak sahipleri bu haklarını takip ve idare yetkisini telif birliğine devretmemiş olsalar dahi ilgili alan telif birliği, bu hakları takip etmekle yetkili kılınmış sayılıyor. Böylece hak sahipleri, meslek birliğine üye olmaya zorlanıyor. Anayasa Mahkemesi, hak sahiplerini meslek birliklerine mahkûm eden bu düzenlemeyi 24 Mart 2010 tarihinde iptal etti. Fakat taslak metinde bu iptal kararı dikkate alınmamış. Bugünkü teknoloji ile eser sahipleri, eserlerini kendi imkânları ile kayda alabilmekte ve pazarlamaktadır. Sözgelimi, bir müzisyen stüdyoya gitmeden evinde kayıt yaparak internetten pazarlamasını yapabilir. Taslak metin, meslek birliklerine üyeliği zorlayarak bu gelişimin önünü tıkıyor.

8. Yasanın sözleşmelerle ilgili hükümlerinde herhangi bir değişiklik yapılmıyor

Telif yasasının sözleşmelerle ilgili hükümlerine dokunulmamış. Oysa uygulamada bu konuda çok sayıda ihtilaf yaşanıyor. Kitap, müzik ve dizi gibi telif unsurlarının ticaretini yapan yayınevleri, radyo-televizyonlar ve film yapımcıları aleyhine açılan davalar var. Bugünkü uygulamaya göre, telif sözleşmelerinde sayılmayan hiçbir hak diğer tarafa geçmiyor. Sözgelimi, bir otomobil firması, katalog çekimi için bir fotoğrafçı ile sözleşme yaparak, çekim bedellerini ödemişse, bu fotoğrafları sadece katalogda kullanabilir. Eğer bu fotoğrafları billboardlarda veya internette ya da reklâm filminde kullanırsa, telif ihlali yapmıştır. Uygulamada mahkemelerce yapılan bu katı yorumlar nedeniyle telif unsurlarının ticaretini yapanlar bir anda korsan konumuna düşmektedir. Konuya ilişkin mutlaka yasada bir değişikliğe gitmek gerekiyor.

9. Hapishaneler ve hastaneler kitapları karşılıksız basabilecekler

Taslak metne göre, yayımlanmış eserlerin, hapishanelerde ve kamuya ait hastanelerde kar amacı güdülmeksizin çoğaltılması, yayılması, temsili ve umuma iletimi serbesttir.

10. Taslakta ihbar mekanizması öngörülüyor

Hak sahibinin talebi üzerine mahkeme, hakları ihlal eden üretici, satıcı ve ticari amaçla elde bulunduran kişilerin; ürünlerin kaynağı, dağıtım ağları, ürünleri tedarik edenlerin, üreticilerin, dağıtıcıların, toptan veya perakende satıcıların isim ve adresleri, üretilen, dağıtılan, alınan ya da sipariş edilen miktarlar, bunların fiyatları veya benzeri konularda bilgi vermelerine karar verebilir. Böylece taslak metinde bir ihbar mekanizması getirilmektedir.

MÜZİKBİR NET MEDYA İLE ANLAŞTI



Bünyesinde üyesi olarak bulundurduğu yözlerce prodüksiyon şirketi ve sanatçının telif haklarını koruyan bir meslek birliği olan Müzikbir, tüm mevzuatlarını,güncel gelişmelerini,üyelerine duyurularını ulaştırmak için Netmedya'nın tasarım ve yazılımını yaptığı web sitesini kullanmakta.

Müzikbir Meslek Birliği kuruldu





Geçtiğimiz yıllarda telif hakları ve korsanla mücadele konusunu birçok yazımızda işlediğimizi hatırlayan okurlarımız vardır sanırım. Bu yazılarda, müzik sektörünün özellikle manevî, dinî müzik ve yayın yapan camianın çok zor şartlar altında yeni bir şeyler yapmaya çalıştığını, ayakta kalmak için uğraştığını, ama artık bunun da dayanılmaz bir noktaya geldiğini belirtmiş, okurlarımızı halkımızı uyarmış bu çabaya destek olmalarını istemiştik. Gerçekten duyarlı destek mesajları kadar , “ama albümler de çok pahalı” ya da “ mademki bu da bir hizmet yarışıdır niye engelliyorsunuz” gibi tepkilerde almadık değil. Yani ne yazık ki bazı dinleyicilerimiz için ilâhî CD’lerini izinsiz çoğaltıp dağıtmak ya da bu tür yayınları 1-2 TL ye alıp sağa sola vermek, internet sitelerinde bunun yayılmasına zemin hazırlamak bir nevi “hizmet”ti ve “Bunu yapmayın, maddî-manevî emeğini buna harcayan üreten sanatçıların yapımcıların şevkini kırıyorsunuz” diyen bizler ise “İslâma hizmete” mani oluyorduk. Demek ki vermek istediğimiz mesaj yeterince anlaşılamamıştı veya anlamak istenmemişti. Nihayet günden güne kötüye gidiş hızlandı. Bugün “bizim camiada” dinî hassasiyetle eser üreten birçok firma kapandı, birçok insan işsiz kaldı. Sanatçıların çoğu artık sahnelerde yer almıyor. Çünkü yeni bir şeyler yapmak artık neredeyse imkânsız gibi. O zamanlar söylediğim bir şey vardı: “Nasreddin Hoca’nın yaptığı gibi (elbette mesaj vermek amaçlı) bindiğimiz dalı kesmeyelim.” Şimdi dal koptu ve yere düştük ne yazık ki.

Bu ve bunun gibi yaşadığımız sıkıntılar karşısında elbette elimizi kolumuzu bağlayıp durmak doğru olmayacaktı. 2006 yılına kadar belli aralıklarla toplanıp fikir üretmeye çalışan çözüm yolları aramak için uğraşan pek çok yapımcı ve sanatçı arkadaşımızla birlikte nihayet 4 Eylül 2006’da Müyader’i yani Müzik ve Sinema Yapımcıları Sanatçıları Dağıtımcıları Derneğini kurmuştuk. Bu dernekte Azim Dağıtım, Marmara Müzik, Beyza Müzik, Berekât, Moral Prodüksiyon, Nil Sesli Yayıncılık, Ajans Yıldırım, Adım Prodüksiyon, Semerkand, Metropol, Atlas Yayıncılık gibi bir çok önemli yapımcımızın yanı sıra Mustafa Demirci, Eşref Ziya Terzi, Hakan Aykut, Alper gibi sanatçı dostlarımız da vardı. Toplantılar sürerken bu çabanın daha ileri düzeyde, kurumsal olarak yapılması fikri belirginleşti ve “Neden biz de bir müzik meslek birliği kurmuyoruz” sorusu toplantılarımızın ana gündem maddesini oluşturmaya başladı. Kuracağımız Meslek Birliğinin hukukî altyapısını oluşturmak üzere değerli hukukçu meslektaşım Av. Dr. Cahit Suluk’la çalışmalara başladık. Beyza Müzik'in kurucusu ve sanatçı dostumuz Mustafa Demirci’nin önemli gayret ve çabaları ile yine büyük katkı yapan birbirinden değerli yapımcı üyelerimizle defalarca toplandık. Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda istenen yeterli sayısal çoğunluğa ulaşınca resmî başvurumuzu yaptık. Önümüze çıka(rıla)n engelleri de Cenab-ı Hakkın yardımıyla aştıktan sonra Ankara'dan müjdeli haberi aldık. Meslek Birliğimizin kuruluşu Kültür Bakanlığınca onaylanmıştı. 14 Nisan 2008 tarihinde resmen faaliyet izni verilen Müzikbir Meslek Birliği’miz bu suretle faaliyete geçti. Müzikbir’in 2008 yılında yapılan genel kurul sonucu başkanlığa Mustafa Demirci, Yönetim Kurulu üyeliklerine ise Mehmet Burhan Genç (Zaman Yapımcılık), Tevfik Arslan, (Nil Sesli Yayıncılık), Gültekin Alihocagil (Moral Prodüksiyon), Eşref Ziya Terzi (Marmara Müzik), Murat Avanoğlu (Berekât), Hasan Taştan Yıldız (Azim Dağıtım) seçildi. Ayrıca Altınoluk, Erkam, Damla, Medya Ofis, Marşandiz, Mina, TFM Müzik gibi camianın önemli yapımcıları durumundaki 35 üye ile yola çıkan Müzikbir henüz birkaç ay geçmeden üye sayısını 45'e çıkarmaya başardı. Meslek Birlikleri içinde tabiri caizse ışıl ışıl parlayan, camia için bir umut kaynağı olmayı başaran Müzikbir inşaallah çok güzel işlere imzalar atacaktır. (Müzikbir’in merkez adresi: Fevzipaşa Cd., Bilgili Apt., No:42, Fatih-İstanbul, Tel: 0212 532 57 52, www.muzikbir.org)

17.02.2009

E-Posta: alioktay@alioktay. net

Müzikbir, müzik camiasının yeni ve güçlü umudu…


Geçtiğimiz hafta, Müzikbir başkanı san'atçı dostum Mustafa Demirci’nin dâveti üzerine, Müzikbir’in 2. Olağan Genel Kurul toplantısına katıldım. 2008 yılında Kültür Bakanlığından resmen kuruluş izni alan Müzikbir’in kuruluş çalışmaları esnasında birlikte yola çıktığımız 35 kurucu firma ve üye arkadaşımızla zorluk, heyecan ve mutluluğu paylaşmıştık o dönemde. İstanbul’da Topkapı’daki Eresin Otel’de yapılan toplantı tam bir düzen, olgunluk ve samimî hava içerisinde cereyan etti. Birliğin kurulduğu günden bu ana kadar geçen süre zarfında, yaklaşık 2 yılı aşkın süredir devam eden yönetim kurulunun faaliyet raporu okundu, yapılan işler anlatıldı. Mustafa Bey’in anlattığına göre; şu an üye sayısı 53’e ulaşmış durumda. Bu rakam gelinen noktadaki başarıyı göstermesi bakımından gerçekten güzel. Aralarında Kanal 7 ve STV gibi iki ulusal kanalın da bulunduğu 10 televizyon ve 50’yi aşkın radyo ile telif anlaşmaları yapılmış. Bu anlaşmalardan çok yüksek olmasa da belli oranda bir gelir elde edilmiş. Yeni dönem gelir hedefi için belirtilen rakamın gerçekleşmesi halinde üyeleri oldukça memnun edecek inşallah. Genel kurul üyelerince, okunan faaliyet, denetim raporları ve bütçenin onaylanmasından sonra yeni yönetim ve diğer kurulların seçimine geçildi. Kurula katılan üyelerin oy birliği ile önceki yönetim tekrar görevi sürdürecek. Buna göre Müzikbir’in Yönetim Kurulu şu isimlerden oluştu: Beyza Müzik’ten Mustafa Demirci, Azim Dağıtım’dan Hasan Taştan Yıldız, Moral Prodüksiyon’dan Gültekin Alihocagil, Marmara Müzik'ten Eşref Ziya Terzi, N&T’den Tevfik Arslan, Berekât’tan S. Murat Avanoğlu ve Mehmet Burhan Genç. Yine Müzikbir’in 53 üyesi arasında Ajans Yıldırım, Altınoluk, Adım Prodüksiyon, Damla, Metropol gibi müzik sektörüne yön veren pek çok yapımcı ve yayıncı kuruluş bulunuyor. Bu üyeler arasından ayrıca Denetleme Kurulu, Teknik Bilim Kurulu ve Haysiyet Kurulu’nu oluşturan kişiler de seçildi. Müzikbir’in başkanlığını, bu seçim sonrası da kuruluşundan beri olduğu gibi yine Mustafa Demirci üstlenmiş oldu. Yeni yönetim kurulu üyelerini ve Mustafa Bey’i tebrik ederken, başarılar diliyoruz. Çünkü gerçekten bu camianın büyük bir beklentisi söz konusu. Özellikle son 10 yıldır müzik camiasının en büyük derdi olan korsan yayın, % 90’lara varan satış kayıpları, internetten izinsiz eser indirmeler ve hak ihlâlleri. İnsanlar artık eskisi gibi kaset ve cd almıyorlar. İnternetten ücretsiz ve izinsiz olarak dinlemek istediği san'atçıyı veya sevdiği eseri doğrudan indiriyor ve dinliyor. Hal böyle olunca para vererek albüm almaya gerek duymuyor. Bu ise bütün müzik sektörünü etkileyen ciddî bir sıkıntıya yol açıyor. Müzik şirketleri, albümler satmayınca yeni albüm de yapmıyorlar. Albüm yapılmayınca kaset-cd fabrikaları, dağıtım firmaları kapanmaya başlıyor. Keza müzik yapım firmaları da personel azaltma, küçülme yoluna gidiyorlar. Sonuç ise tam bir felâket. Gitgide yeni albümler yapılamamaya, san'atçılar piyasadan çekilmeye, dinleyiciler ise neden yeni bir şey üretilmiyor diye eleştirmeye, sebep bulmaya başlıyorlar. Tam bir Nasreddin Hoca’lık kara mizah. Bindiğimiz dalı kesiyoruz, sonra da “Yahu neden düştük?” diye dala, testereye kızıyoruz. İsterseniz önce kendimize kızmakla başlayalım işe. Kul hakkı başta olmak üzere en hassas olduğumuz bir alanda bile, bu konuyu hiç de kul hakkı gibi değerlendirmeden açıkça hakka giriyoruz. İnternetten indirdiğiniz her bir eser için san'atçının, bestecisinin, şairinin, yapımcısının izni yoksa, “Bu da kul hakkına girer mi canım?” diyorsanız, bir kez daha iyi düşünün, derim. Diyanete ya da din adamlarına soralım, bakalım ne cevap alacağız. Deminde söylediğim gibi, kapanan fabrikalar, işten çıkarılan insanlar, piyasadan silinip giden san'atçılar ve yapımcılar işte bu normal gördüğümüz davranışların bir sonucudur. Bu noktada Meslek Birlikleri‘nin misyonu önem kazanıyor.

Kısaca da olsa meslek birliği nedir, amacı ne, neler yapar? sorularına kısaca cevap arayalım. Meslek Birlikleri, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda düzenlenmiş belli amaçlarla bir araya gelmiş üyelerden oluşan, onların hak ve menfaatlerini koruyan örgütlerdir. San'atçılar, müzik yapımcıları, beste ve eser sahipleri, yayıncılar, sinema yapımcıları gibi, alanlarda faaliyet gösteren kişi veya firmaların bir araya gelerek kurdukları meslek birlikleri üyelerinin, hak sahiplerinin telif haklarının korunmasını, takibini, elde edilen gelirin dağıtılmasını amaçlar ve bu yönde çalışırlar. Meslek Birlikleri Kültür Bakanlığı denetimi ve bilgisi dahilinde faaliyet gösteren kuruluşlardır.

MÜYAP, MESAM, MÜYORBİR, MÜYABİR, SESAM, İLESAM, BASYAYBİR gibi meslek birliklerinin sayısı her geçen gün daha da artıyor. Toplum olarak hak arama bilinci geliştikçe, tabiî bir sonuç olarak mağduriyetlerde azalacaktır.


Bu makale 112 kez okundu

Radyolar telifte Müzikbir’le buluştu


Bağlantılı Hak Sahipleri Fonogram Yapımcıları Meslek Birliği (Müzikbir) ile Radyolar Derneği (Radyoder) arasında telif protokolü imzalandı.

Eresin Taksim Oteli'nde gerçekleştirilen törende konuşan Müzikbir Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Demirci, ilkeli yayıncılık yapan radyolarla kullandıkları eserlere ait telif hakkı ödeme konusunda, yapıcı ve uzlaşmacı bir tavır sergilediklerini söyledi. Demirci, müzik sektöründe yaşanan sıkıntıların herkes tarafından görüldüğü ve bilindiğini ifade ederek, bu sıkıntılardan en büyüğünün telif hakları konusu olduğunu belirtti. Telif alanında Türkiye'de bilinç oluşmadığı ve konunun toplumda yeterli derecede anlaşılamadığını savunan Demirci, şöyle konuştu:

''Telif sahasındaki sıkıntılar giderilecekse bunun adil şeffaf ve her hak sahibinin hakkını aldığı ama kullanıcının da hakkının muhafaza edildiği bir sistemle olması lazım. Artık sanal ortamda yayıncılık ortamında kullanılan eserlerimizin bir şekilde karşılığını yapımcılar olarak almak durumundayız. Hiçbir kurumu zor durumda bırakmak, hakkımız olmayan bir şeyi onlardan talep etmek amacında değiliz. Bu sebeple yola çıktık, sektörümüzün ayakta kalması için uğraşıyoruz. Amacımız lisanslama yaparak, kullanılan eserlerimizin hakkını alıp hak sahiplerine dağıtmaktır. Korsanla mücadele etmek, bu sadece mekanik alanda değil, sanal ortamda da bunun mücadelesini yapabilmektir. Bu ancak meslek birlikleri ile olacaktır. Türkiye'de bu konu yeni olduğu için sıkıntılar da vardır, ama bu aşılacaktır, yeter ki iyi niyet olsun.'' Mustafa Demirci, şu anda 45 yapımcı ile yola devam ettiklerini, ellerinde 30 bin şarkıdan oluşan repertuvar bulunduğunu, hedeflerinin çok kısa zamanda yapımcı ve repertuvar sayısını yukarılara taşımak olduğunu söyledi.

Radyoder Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Arıdoru da radyoculuğun yaşanan küresel ekonomik krizden en çok etkilenen sektörlerden biri olduğunu, buna rağmen dernek üyesi yayıncıların yapımcı firmalara ve sanatçılara karşı sorumluluğunu yerine getirmenin mutluluğu ve huzurunu yaşadığını söyledi. Arıdoru, 51 radyoyu temsilen protokolü imzaladıklarını belirterek, ''Hak verilmez, alınır sözünün bizim literatürümüzde çok fazla anlam ifade etmediğini göstermek için buradayız. Hak verilmez değil, hak verilir bunu burada gösteriyoruz. Hak edene hakkını vermek, hakkını kullanan kişinin bizim dünyamızda en önemli sorumluluğudur'' diye konuştu.

Müzikbir Başkanı seçildi


Müzikbir Yönetim Kurulu Başkanlığına Mustafa Demirci yeniden seçildi.

Bağlantılı Hak Sahibi Fonogram Yapımcıları Meslek Birliği (Müzikbir) Yönetim Kurulu Başkanlığına Mustafa Demirci yeniden seçildi.

Müzikbir'den yapılan yazılı açıklamada, birliğin 2. olağan genel kurul toplantısının Topkapı Eresin Oteli'nde yapıldığı, yönetim kurulu başkanlığına Mustafa Demirci'nin yeniden seçildiği bildirildi.

Birliğin yönetim kurulu üyeliklerine Mehmet Burhan Genç, Taştan Yıldız, Eşref Ziya Terzi, Tevfik Arslan, Murat Avanoğlu ve Gültekin Alihocagil'in getirildiği belirtildi.

Açıklamaya göre, Müzikbir Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Demirci, ''Her geçen gün büyüyen yapısıyla 53 üyeye ulaşan ve yaklaşık 30 bin eserlik repertuvara sahip olan Müzikbir'de yeni dönemde özellikle lisanslama faaliyetleri ve dijital müzik alanında gelişmeler kaydetmeyi hedefliyoruz. Bu çerçevede birlik olarak çalışmalarımız hızlanarak devam edecek'' dedi.

35 müzik yapımcısının 2008 yılında kurduğu Müzikbir'in yeni yönetim kurulu 2 yıl süreyle görevde kalacak.

11 Kasım 2010 Perşembe

Sedat Uçan Adına Kurbanım Ya Rasulallah 2010 Albümü

SEDAT UÇANIN SON ALBÜMÜ ÇIKTI
FİYAT:8 TL
FİRMA :İSRA
TÜR:İLAHİ
YAPIM YILI:2010
SANATÇI:SEDAT UÇAN
GENEL DAĞITIM :BEREKAT YAYİNEVİ

TEL SİPARİŞ :0212 534 93 70
http://cdkitap.blogspot.com/

7 Kasım 2010 Pazar

EVLİYALAR DİYARI TİLLO VCD

BEREKAT YAYINEVİ TARAFINDAN SAMANYOLU TV AYNA PROGRAMI EKİBİ TARAFINDAN HAZIRLANAN TİLLO EVLİYALAR DİYARI VCD Sİ Nİ FİRMAMIZDAN TEMİN EDEBİLİRSİNİZ İRTİBAT İÇİN TEL :0212 534 93 70

http://cdkitap.blogspot.com/

3 Aralık 2008 Çarşamba

RADYO VE TVLER RATEF CATISI ALTINDA BİRLEŞTİ

RADYO VE TELEVİZYONCULAR "RATEF" ÇATISINDA BİRLEŞTİ
Türkiye'deki radyo ve televizyon yayıncıları bir araya gelerek, kurdukları dernekleri Tüm Radyo Televizyon Yayıncıları Federasyonu (RATEF) çatısı altında birleştirdiler.Ankara Valiliğine verilen dilekçeyle federasyon niteliğini resmen kazanan RATEF, 14 derneğin birleşmesiyle oluştu.
Türkiye'deki radyo ve televizyon yayıncıları bir araya gelerek, kurdukları dernekleri Tüm Radyo Televizyon Yayıncıları Federasyonu (RATEF) çatısı altında birleştirdiler.
Ankara Valiliğine verilen dilekçeyle federasyon niteliğini resmen kazanan RATEF, 14 derneğin birleşmesiyle oluştu. TÜRYAD (Tüm Radyo ve Televizyon Yayıncıları Derneği), Doğu ve Güneydoğu Yayıncıları Derneği, MARTED Marmara Radyo Televizyon Yayıncıları Derneği, RATED (Hatay Radyo Televizyon Yayıncıları Derneği), EGE RATDER (Ege Radyo Televizyon Yayıncıları Derneği), KARTED (Karadeniz Radyo Televizyon Yayıncıları Derneği), Eskişehir Radyo Televizyon Yayıncıları Derneği, KONYAD (Konya Yayıncılar Derneği), ARTYAD (Adıyaman Radyo ve Televizyon Yayıncıları Derneği), MARBİR Mardin Radyo ve Televizyon Yayıncıları Birliği Derneği, DEYYAD (Denizli Radyo ve Televizyon Yayıncıları Derneği), AKDENİZ Radyo ve Televizyon Yayıncıları Derneği, TRAKYA Radyo ve Televizyon Yayıncıları Derneği ve MARYAD'ın (Mardin Radyo Televizyon Yayıncıları Derneği) katılımıyla kurulan federasyonun kurucu genel başkanlığına, TÜRYAD Başkanı Adnan Yüce seçildi.

window.google_render_ad();
RATEF Genel Başkanı Yüce, yaptığı açıklamada, "Yayıncıların 15 yıldır çektiği dayanışma özlemi sonunda gerçekleşti. Artık yayıncılar kendilerine sahip çıkacak bir mecra oluşturdular. Yılların biriken, hatta kangrene dönüşmüş sorunları federasyon ile gündeme taşınacak ve devletin zirvesine varan görüşmelerle çözüm yolları aranacaktır. Bugün, Türk yayıncılık tarihinin miladıdır" dedi.
Yüce, telif hakları konusunda öncelikle meslek birliklerinin kendi aralarında bir uzlaşmaya varmaları gerektiğini belirterek, "Telif haklarına karşı değiliz ancak telif yasasının Türkiye gerçekleriyle örtüşmediğini düşünüyoruz. Yasanın yayıncıların da lehine işlemesi yönünde çalışmalar yürüteceğiz" dedi. Yüce, federasyon çatısı altında gerçekleştirilecek çalışmaları şöyle özetledi:
-Radyo ve Televizyon kuruluşlarının KOBİ kapsamına alınması
-Eğitime Katkı Payı adı altında alınan gelir payının kaldırılması
-Yayıncılara teknik ve prodüksiyon desteği verilmesi
-Resmi ilanların radyolar tarafından da alınabilmesi için Basın İlan Kurumu ile birlikte çalışmalar yürütülmesi
-Yayıncıların birlik ve beraberliğini sağlamak, aynı zamanda sosyal ve kültürel faaliyetlerde bulunmak için yurt içi ve yurt dışı geziler düzenlenmesi için çalışmalar gerçekleştirilecektir."
Kurulmuş olan derneklere de Federasyon çatısı altında birleşme çağrısında bulunan Yüce, henüz bir derneğe üye olmamış yayıncı kuruluş yöneticileri ve çalışanlarının da bulundukları bölgedeki derneklere üye olarak Federasyona katılımlarını beklediğini belirtti. (ANKA)
(AS/BÜN) (Ankara Haber Ajansı) 02.12.2008 12:21 [1550643]

http://cdkitap.blogspot.com/

25 Kasım 2008 Salı

RATEM VE YOK SAYILAN MESLEK BİRLİKLERİ

RATEM, MESAM, MSG, MÜ-YAP, MÜYORBİR Telif Hakları Protokolü İstanbul Grand Cevahir Otel Convention Center'da gerçekleştirilen törenle imzalandı ve yıllarca suren anlaşmazlık cözüldü.evet yapılan bu anlaşmayla yıllardır buyuk sorunlar yasayan yayıncılar buyuk bır olasılıkla nefes almış gibi görünüyor özellikle tek sözleşme tek hesapla Protokol, Radyo Televizyon Kuruluşlarının sıkça rahatsızlıklarını dile getirdikleri çoklu sözleşme ve ödeme sistemini de ortadan kaldırdı; tek sözleşme, tek ödeme şekli ile yürürlükte. ancak bu anlaşmanın radyo ve tvleri geçici bir süre rahatlattığının altını çizmek isterim geçici bir süre diye altını çizmemin sebebi bu protokolun tum müzik piyasasını kapsamamasıdır bu protokolun dışında bırakılan muyabir ve müzikbir in geçmişte çekilen radyo ve tvlerle ilgili sıkıntıları tekrar gündeme taşıması mutlak olarak karşımıza çıkacaktır .Nasılmı?ratem le yapılan sözleşme gereği radyo ve tvler tüm eserleri lisanslı bir şekilde aldıkları kanaatince yayınlara devam edecek eğerki muyabir ve müzikbirin eserlerini yayınlarlarsada tekrar sözleşmeler ve hukuki yaptırımlar gündeme gelecektir.ratem in bu protokol yapılırken dısarda bıraktığı meslek birliklerini yok mu saydığı yada saydırıldığı hususu ilerleyen günlerde başını ağrıtacağa benzer bu nedenle vakit kaybetmeden tüm eserleri kapsayacak yeni bir protokolun imzalanması hususunda çalışmalar yapılmalıdir bu süre ne kadar uzatılırsa ratemin yapmış olduğu bu anlaşma bu süre içersinde farklı seslerin daha gür bi şekilde duyulmasını sağlayacaktır.

http://cdkitap.blogspot.com/

25 Haziran 2008 Çarşamba

4 Haziran 2008 Çarşamba

TESEKKUR EDERİM ALLAHİM OYUN SETİ CİKTİ

Teşekkür Ederim Allahım ’ albümüyle büyük beğeni kazanan Minik Duâlar Grubu , bu kez sevenlerinin karsısına Teşekkür Ederim Allahım oyun setiyle cıkıyor oyun setınde cocukların kendılerını geliştirebilecekleri bir cok alan var bunlardan baslıcaları genel kultur,hayvanlar ve bıtkıler ,bilmece bulmaca,din bilgisi,İslam ve turk tarihi gibi bircok konu yu ıceren başlıklar mevcut yaklasık 600 parcadan olusan komplike bir oyun seti anlaşılan bu yaz cocuklar cok eğlenecek ve cok sey ögrenecek


29 Mayıs 2008 Perşembe

ABD'de korsan yayıncılığa darbe

Amerika Birleşik Devletleri, korsan film endüstrisine karşı yürütülen savaşta yeni bir adım attı.
Amerikan Kongresi'nde kabul edilen bir yasaya göre, bundan böyle, Amerikan sinemalarında gösterimde olan filmleri gizlice kaydeden kişiler üç yıla kadar hapis cezasına çarptırılabilecekler.
Aynı yasayla, müzik albümlerini ve telif hakları yasalarıyla korunan diğer eserleri korsan olarak yayımlayan kişilerle ilgili cezalar da arttırıldı.
Senato ve Temsilciler Meclisi tarafından onaylanan yasanın, Başkan George Bush tarafından da onaylanması bekleniyor.
Korsan yayınlar nedeniyle 2003 yılında yaklaşık yedi milyar dolar zarara uğrayan sinema endüstrisi, yeni yasayı memnunlukla karşıladı.
Gösterime giren yeni filmler, sinemalarda yayınlandıktan çok kısa süre sonra internet üzerinden ve karaborsadaki korsan kopyalarla piyasaya sürülüyor.
Korsan kopyalar, kimi zaman, gizli kameralarla sinema salonlarında kaydediliyor, kimi zaman da sinema şirketlerinin çalışanları tarafından sızdırılıyor.
Amerikalı yetkililer, piyasalarda boy gösteren korsan kopyaların yüzde 95'inin bu iki kaynaktan beslendiğini belirtiyorlar.
Yeni yasa uyarınca, suçlu bulunan kişiler, üç yıla kadar hapis cezasına çarptırılabilecekler. Suçun tekrarlanması durumunda ise bu ceza altı yıla kadar çıkacak. Bunun yanısıra, korsan yayınların telif haklarına sahip kişi ya da kurumlar tarafından da haklarında dava açılabilecek.
Herhangi bir film ya da müzik eserini, orijinal yayın tarihinden önce herhangi bir ortamda yayınlayan ya da dağıtan kişiler 10 yıla kadar hapis cezası alabilecekler.
Yeni yasa, cinsel içerikli ya da şiddet unsuru taşıyan malzemelerde, bu görüntüleri engelleyen aygıtların üreticilerine de destek veriyor.
Bu tür ürünler, telif haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle, daha önce dava konusu olmuştu.
Yeni yasanın yürürlüğe girmesiyle bu davaların da düşmesi bekleniyor.

25 Mayıs 2008 Pazar

TÜRKİYEDE KORSANİN ZARARİNİN BOYUTU

Hazine Müsteşarlığı ile Alman Ekonomi Bakanlığı arasında yürütülen eşleştirme projesi kapsamında AB uzmanlarınca hazırlanan 'Genel Değerlendirme Taslak Raporu', Türkiye'nin Avrupa'da ticari marka hırsızlığıyla tanındığını ortaya koydu.
Roporda, Türkiye'nin fikri ve sınai mülkiyet haklarının ihlali sonucunda yasal işletmelerin uğradığı yıllık zararın milyarlarca lira olduğu belirtildi. Raporun Türkiye'deki fikri ve sınai mülkiyeti haklarıyla ilgili 'gözlemler' bölümünde, Türkiye'deki yasal firmaların ihlaller sonucunda uğradığı zararın 2004 verilerine göre 5 milyar doları bulduğu belirtildi.

Devletin zararı
Bunun devlete gelir kaybı olarak yansımasının ise 3 milyar doları bulduğu kaydedilen raporda, "Türkiye, eskiden beri fikri ve sınai mülkiyet haklarının iyi korunamaması ve yaygın ürün ve ticari marka korsanlığıyla tanınmaktaydı" denildi.
Korsan ticaret yapan kişilerin satış fiyatlarının, orjinal ürünlerin 10'da birine kadar düştüğü vurgulanan raporda, sahte ürünlerin firmaların saygınlığına da darbe vurduğu belirtildi.
Raporda, "Sınai mülkiyet haklarının ve fikri mülkiyet haklarının daha sıkı korunması mantıklı bir reform önceliği haline gelmiştir" ifadelerine yer verildi.

'Daha fazla patent müfettişi alın'
Sınai ve fikri mülkiyet haklarının korunması için önerilerde de bulunulan raporun öneriler bölümünde, Türk Patent Enstitüsü'nün (TPE) yetkisinin artırılması ve TPE'ye daha fazla patent müfettişi alınması istendi.
Raporda, fikri telif haklarıyla ilgili olarak daha önce yapılan 'parça parça' değişikliklerin mevzuatta boşluk ve tutarsızlıklara yol açtığı da belirtildi.
Patent Kanunu'nda bulunan, zorunlu lisans hükümleri ve koruma ruhsatlarının eksikliği konularının AB müktesabatı ile uyumlu olmadığı da vurgulanan raporda, "Telif hakları mevzuatının ilgili AB mevzuatına uygun olarak köklü bir şekilde revize edilmesi düşünülmelidir" denildi.

20 Mayıs 2008 Salı

MÜZİKBİR KURULDU

Kısa bir sure once faaliyetlerine muyader catısı altında baslayan yapımcılar bugun MÜZİKBİR in kurulmasında buyuk bır caba ve gayret sarfederek calısmalarına resmiyet kazandıracak meslek birliğinin kurulmasını sağladılar.Bağlantılı hak sahiplerinin olusturduğu müzikbir de kurucu olarak 35 üye bulunmaktadır ilerleyen zamanlarda üye sayısını artıracak calısmalarada baslanacağını belirten müzikbir in yönetim kurulu üyeleri esas mücadelelerinin bundan sonra daha da artacağını belirtiyorlar
Uzun bir zamandır müzik piyasasında yasanan sıkıntılara bireysel olarak katlanan yapımcılar müziğin artık finanse edilemiyeceğini teknolojinin ve globalleşmenin getirdiği dezavantajları Müzikbir aracılığıyla avantaja donüştürmeye calısacaklarını belirtiyorlar,atılacak adımların basında melodi satıs sozlesmeleri ulusal ve yerel medya ile yapılacak anlaşmalar turizm ve işletmelerden sağlanacak gelirlerle müziğin artık tekrar canlanacağını ve müzik piyasasında ki iş gücü ve katma değerdeki kayıpların son 7 yıl icersindeki düşüş trendinin bundan sonra yapılacak calısmlarla yasanmayacağına iddia ediyorlar.
Kısacası bundan sonraki süreçte artık bende varım diyen müzikbir günden güne artık kendini müzik sektöründe hissettireceğe benziyor bizde çalişmalarında başarılar diliyoruz

13 Aralık 2007 Perşembe

5 yıldızlı otelde müzik yayını 18 bin dolar

Türkiye `de sadece 5 yıldızlı ve 300 odalı bir otel sahibinin tesiste çalan müzik için yılda 18 bin dolar telif ödemesi gerektiği belirtilerek, mevcut tarifeler üzerinden ödeme yapılması halinde de Türkiye `deki otellerin müzik piyasasına yılda 10 milyon dolarlık pazar yaratabileceği bildirildi. Turizm Gazeteci ve Yazarları Derneği tarafından hazırlanan rapora göre, dünyada oteller yılda toplam 40 milyar dolar telif hakkı ödüyor. `Buna karşın Türkiye `de `korsan ve kayıtdışılıktan ` dolayı bu rakamın kesin olarak bilinmediği` kaydedilen raporda, `eser sahibini temsil eden meslek birliklerinin açıkladığı tarifeler baz alındığında, tesisinde müzik yayını yapan 5 yıldızlı ve 300 odalı otelin yılda yaklaşık 18 bin dolar telif ödemek zorunda kalacağı` belirtildi. TUYED `in raporunda şöyle denildi: `Kültür ve Turizm Bakanlığı , Akdeniz , Ege ve Marmara `daki otelleri `A`, İç Anadolu ve Karadeniz `dekileri `B`, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu `dakileri `C`, kalkınmada Öncelikli yörelerdeki otelleri ise `D` şeklinde sınıflandırıyor. Buna göre, meslek birliklerinin, farklı olmakla beraber açıkladığı ortalama tarifeler baz alındığında, sadece bakanlığa bağlı otellerin müzik piyasasına yılda yaklaşık 10 milyon dolarlık bir pazar yaratacağı söylenebilir.`

2004-10-30 21:00:00 Yeni Şafak

MESLEK BİRLİKLERİ COZUMMU YOKSA YENİDENMİ YAPILANDIRILMALI?

TELİF HAKLARI TARİFELERİ

MÜZİK MESLEK BİRLİKLERİNİN MÜZİK YAYINLARINA İLİŞKİN TELİF HAKLARI TARİFELERİ ESNAF VE TÜCCARLARI AYAĞA KALDIRDI
ATO BAŞKANI AYGÜN: “TARİFELER MAKUL SEVİYEYE İNMEZSE MÜZİK SUSAR… BU YÜKSEK TELİF HAKKI, TÜCCARI DA ESNAFI DA TELEF EDER.
TÜRK ADALETİ MİLYONLARCA DAVA İLE TIKANACAK

BİZ HER ŞEYİ KAYIT ALTINA ALALIM DİYE MÜCADELE VERİYORUZ, MÜZİK MESLEK BİRLİKLERİ, YÜKSEK TARİFELERLE KAÇAK KULLANIMI TEŞVİK EDİYOR

YO YO MA’NIN, JENNİFER LOPEZ’İN TELİF HAKKINI DA İSTİYORLAR. İSTİYORLAR DA SEZEN’İN HAKKINI SEZEN’E, LOPEZ’İN HAKKINI LOPEZ’E VERECEKLER Mİ, BEN NEREDEN BİLEYİM?.

Eser, icra, yapım ve yayınların kullanılması ve iletilmesi hakkındaki yönetmelik uyarınca Müzik Meslek Birlikleri’nin umuma açık yerlerde müzik yayınlarına ilişkin telif hakları tarifeleri esnaf ve tüccarları ayağa kaldırdı.

Yasaya göre 50 metrekareyi aşan hangi işyeri, radyo, CD, kaset çalıyor, müzik yayını yapıyorsa, aralarında MESAM, MSG, MÜYAP, MÜYORBİR ve RATEM’in bulunduğu 5 müzik birliğine ayrı ayrı ve değişen oranlarda yıllık telif ücreti ödeyecek.

Belirlenen tarifelerin geçmiş yıllardaki yasal boşluk nedeniyle alınmayan telif haklarının telafi edecek şekilde yüksek belirlendiğini kaydeden Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün “Bu tarifeler İntikam tarifeleridir. Geçmiş dönem hesaplaşmasıdır. Tüccar ve esnaf 5 meslek hanedanlığının dayatmasıyla karşı karşıyadır. Tarifeler inmezse müzik susar. Bu yüksek telif hakkı, tüccarı da esnafı da telef eder.” dedi.
Konuya ilişkin yazılı bir açıklama yapan ATO Başkanı Aygün, telif hakları meselesinin Türkiye’nin kanayan bir yarası olduğunu, eser sahiplerinin haklarının korunması gerektiğini söyledi. Aygün, “Biz her şeyi kayıt altına alalım diye mücadele veriyoruz, Müzik Meslek Birlikleri, yüksek tarifelerle kaçak kullanımı teşvik ediyor. Eser sahibine boynumuz kıldan ince. Meslek Birlikleri bu saygıyı kötüye kullanmasın” dedi.
Müzik meslek birliklerinin, telif hakları konusunda sürmekte olan ihtilafları sona erdirmekten uzak, kendilerinin tek yanlı çıkarlarını gözeten tarifeler belirlediklerini dile getiren Aygün, “Belirlenen tarife ülke gerçekleri ile bağdaşmamaktadır” dedi. Aygün şunları söyledi:

Beş yıldızlı bir otelden, yıllık oda başına, MESAM 40 milyon 698 bin, MSG 18 milyon 600 bin, MÜYOBİR 8 milyon 840 bin, MÜ-YAP 17 milyon 680 bin, RATEM 12 milyon olmak üzere toplam 98 milyon lira para istiyor. 67 dolara tekabül eden bu rakamın 300 oda ile çarpılması durumunda bir otelden talep edilen para yıllık 20 bin doları aşıyor. Buna otele bağlı restorantlar, discolar, açık alanlar, toplantı salonları dahil değil. Onlardan da ayrıca ücret talep ediyorlar. Oysa Avrupa’daki otellerin ödediği yıllık telif ücretleri yıllık 2-5 bin euro arasında değişiyor. Kaldı ki, biz odayı, 50-100 dolardan pazarlarken, Avrupalı 300-400 dolara satıyor. Biz de milli gelir 4 bin dolar, onlarda 20 bin dolar. Böyle tarife olur mu?. Konaklama tesisindeki odalar umuma açık mahal olarak kabul edilebilir mi? Odalarda bulunan radyo ya da televizyonlar üzerinde meslek birliklerinin hak talebi olabilir mi? Ama oluyor, burası Türkiye deniyor. Konaklama tesislerinde hem oda sayısı, hem umuma açık mahaller üzerinden bedel talep edilmesi kabul edilemez. En hafif ifadeyle bu bir telif terörüdür.”
KASETÇİDEN DE TELİF TUVALETÇİDEN DE

Beyaz eşya ve müzik metaryelleri, enstrümanları satan mağazalarda açık tutulan cihazlardaki müzik eserleri, radyo televizyon yayınları sebebiyle de telif ücreti istendiğine vurgu yapan Aygün, buradaki amacın müzik dinletmek değil, tüketiciye cihaz hakkında fikir vermek olduğunu dikkat çekti. Meslek birliklerinin kendini devlet yerine koyarak uçandan kaçandan telif istediğini belirten Aygün ticaret merkezlerindeki tuvaletlerden, çalışma ofislerine kadar, asansörlerden park yerlerine kadar bütün açık alanların ücretlendirildiğini kaydetti.
ABD ve Avrupa Birliği’nde kişi başına milli gelirin 15-20 bin dolar olduğunu, bu ülkelerdeki ticaret merkezlerinde metrekare başına 6 cent ödendiğini örnek veren Aygün, en iyi istatistiklere göre 4 bin dolar milli gelire sahip Türkiye’de metrekareye ödenecek ücretin 1 cent’i aşmaması gerektiğini vurguladı. Buna karşılık sadece MESAM’ın metrekare başına 1 dolar 2 cent telif ücreti istediğini hatırlatan Aygün, “Korsanı önleyelim. Telif meselesini çözelim ama bunu yaparken ticaretin önünü tıkamayalım” diye konuştu.
KONTAK KAPATIR GİBİ KAPATIRIZ

Az sayıda da olsa meslek birliklerinin bugüne kadar hukuk ve ceza davası dayatmasıyla sözleşme imzalattığına dikkat çeken Aygün, bu sözleşmeleri imzalamayan çok sayıda işletmelerin de müzik yayınlarına tamamen son verdiklerini söyledi.
Telefonda bekleme süresince çalan müziklerden de telif ücreti istendiğini ifade eden Aygün, umuma açık alanda müzik çalmak suçundan binlerce işyerinin mahkemelik olduğunu söyledi. Bu işyerlerinin 50-150 milyar liraya kadar para ve 4 ila 6 yıla kadar hapis cezası ile yargılandıklarını söyleyen Aygün “Çok yakın zamanda Türk adaleti davalardan kilitlenecek” uyarısında bulundu.
Bunun turizme ve ülke ekonomisine zarar verdiğini dile getiren Aygün, “Kontak kapatır gibi, radyonun , televizyonun, müzik aletinin düğmesine basar kapatırız” dedi.
SEZEN’İN HAKKI SEZEN’E

Tarifelerde kullanım sıklığına hiç yer verilmediği gibi kullanılan eser başına birim fiyat üzerinden tarife yapılmadığını tüm tarifelerin götürü olarak hazırlandığını kaydeden Aygün, “Tarife, ister kullan, ister kullanma bu parayı ödeyeceksin diyor. Üstelik tüm dünya müziği üzerinden para isteniyor. Beethoven’ın, Mozart’ın, Nirvana’nın, Lois Armstrong’un, Hintli sanatçı Mc Panjabi’nin, Çinli santçı Yo Yo Ma’nın, Jennifer Lopez’in telif hakkını da istiyorlar. İstiyorlar da, Sezen’in hakkını Sezen’ e, Lopez’in hakkını Lopez’e verecekler mi, ben nereden bileyim?. Müzik birlikleri bu santçılarının temsilcisi olduklarını dahi kanıtlayamıyorlar”
BEŞİ BİRYERDE GİBİ DİZİLMİŞLER

Müzik meslek birliklerinin kimi ne oranda temsil ettiği konusunda da belirsizlik olduğunu dile getiren Aygün, telif haklarının paylaşımı konusunda kendi aralarında anlaşamadıkları için beşi bir yerde gibi tüccar ve esnafın karşısına dizildiklerini kaydetti. Müzik meslek birlikleri’nin sayısının yarın yediye, sonraki gün 12’ye çıkmayacağının da garantisi olmadığına dikkat çeken Aygün “Bugün beşi biryerde, yarın yedi kocalı hürmüz. Bunun nerede biteceği belli değil” dedi.

12 Temmuz 2007 Perşembe

KORSANLIKLA İLGİLİ İSTATİSİKLER

KORSANLIKLA İLGİLİ İSTATİSİKLER

MÜZİK SEKTÖRÜNDE KORSANLIK

Uluslararası Alan / IFPI (Uluslararası Fonogram Yapımcıları Birliği) 2003 Korsan Raporu

• 1999 yılında 510 milyon adet Korsan CD üretilirken bu rakam 2002 yılında 1.1 milyar adede ulaşmıştır.
• Bu rakam, Dünyada satılan her üç CD’den birinin Korsan olması demektir.
• Müzik Sektörünün Korsan sebebiyle yıllık kaybı 4.6 milyar $. olarak hesaplanmaktadır.

Türkiye’deki Durum

• Farklı değerlendirmeler mevcut olmakla beraber; müzik eserlerinde (Kaset ve CD) Korsan kullanım oranının ortalama olarak %70’ler seviyesinde olduğu tahmin edilmektedir.
• Korsan üretimin %70 oranında yurt içinde yapıldığı ; geri kalanının ise yasa dışı yollarla yurda sokulduğu tahmin edilmektedir.
• Korsanın ulaşmış olduğu seviye sebebiyle, Müzik Sektörünün yıllık cirosu 1991 yılında 200 milyon $ iken 2001 yılında 50 milyon $ seviyesine düşmüştür.
• Müzik sektöründe korsan sebebiyle devletin vergi kaybının 37.Trilyon TL. olduğu tahmin edilmektedir.

YAYINCILIK SEKTÖRÜNDE KORSANLIK

Türkiye’de Yayıncılık Sektöründeki “Korsan” oranı %60 civarında tahmin edilmektedir ki; bu oran yaklaşık 300 trilyonluk bir “korsan” pazarı olduğu göstermektedir. Yayıncılık sektöründeki “korsan” oranlarında da çeşitli tahminler olmakla beraber; En fazla korsan üretimin kültür yayınları ile İthal kitap pazarında (%60’ın üzerinde) olduğu tahmin edilmektedir. Sırf bu iki alandaki toplam kayıp 80 Trilyon TL’yi bulmaktadır. Korsanın ikinci yüksek olduğu alan Ders kitaplarıdır; bu alandaki Korsan pazarı da 50 Trilyon TL. olarak tahmin edilmektedir.

YAZILIM SEKTÖRÜNDE KORSANLIK

Türkiye’de ; Yazılım Pazarının toplam büyüklüğü 500 Milyon $ seviyesinde olup, Yerli Yazılım toplam Pazar içindeki payı %30-35 seviyesindedir.

• BSA Türkiye’nin tahminlerine göre Türkiye’deki Korsan kullanım oranları :
1995 % 90
1996 % 85
1997 % 84
1998 % 87
1999 % 74
2000 % 69
2001 % 64
2002 % 58
2003 % 54

• Dünyada Korsan Yazılım Kullanım Oranı % 39 olarak tahmin edilmektedir.
• Türkiye ortalaması dünya ortalamasının yaklaşık 15 puan üzerindedir. Korsan Yazılım Kullanım Oranının, 2006 yılına kadar, Dünya çapında %10’luk bir düşüş göstermesi halinde;
• BT sektöründe % 49’luk büyüme
• 1,5 milyon yeni istihdam
• 64 milyar dolar ek vergi kaynağı
• 400 milyar dolarlık ekonomik büyüme olacağı tahmin edilmektedir. Aynı hesaplarla Türkiye’ye bakıldığında, 2006 yılına kadar, korsan kullanım oranı % 58’den % 48’e düşerse ;
• BT sektörünün % 100’den fazla büyüyerek 3,8 milyar dolarlık hacme ulaşacağı,
• Ekonomiye 830 milyon dolar katkı sağlanacağı,
• 2.300 yeni istihdam sağlanacağı ve
• 59 milyon dolar ek vergi geliri elde edileceği tahmin edilmektedir.

KORSANIN ZARARLARI

KORSANIN ZARARLARI

• Kayıt dışı ekonomi sebebiyle Devletin trilyonlarca lira vergi kaybı olmaktadır.
• Korsan’dan gelen yüksek miktardaki para, organize suç örgütlerine gitmekte ve yasadışı işlerin finansmanında kullanılmaktadır.
• Eser sahipleri, yaratıcı emeklerinin karşılığını alamadığı “Yaratıcılık” engellenmektedir.
• Korsanın önlenememesi, yabancı sermaye yatırımın önündeki en büyük engellerden biridir.
• Uluslararası platformda saygınlığımızı zedelemesi yanında çeşitli (kotalar, ticaretin engellenmesi gibi) müeyyidelerle karşılaşılmaktadır.
• Ülkenin gerek ekonomisi ve gerekse kültür hayatı için vazgeçilmez olan müzik, sinema, ilim/edebiyat sektörlerinin uluslararası alanda rekabet şansını, gelişimini, bu sektörlerde nitelikli eserler üretilmesini engellemekte ve imkansız hale getirmektedir.
• Bilgi toplumunun en önemli itici güçlerinden olan yazılım sektörü gelişememektedir.
• Ekonomik gücü son derece zayıf olan yerli sektörler durma noktasına gelmek ve yerli üretim yapılamadığından İthalata büyük bedeller ödenmektedir.
• Bilgi toplumu / Bilgi ekonomisinin yarattığı yeni üretim şekli, bilgiye dayalı katma değeri yüksek ürünlerden oluşmaktadır ki, bunların tamamı “fikri haklar” korumasına muhtaçtır. Bu koruma sağlanamadığında, ülkemizin tarım/sanayi toplumu/ekonomisi çerçevesindeki üretimi değişmeyecek ve ihracat açığımız gün geçtikçe artacaktır.

23 Nisan 2007 Pazartesi

SEDAT UCAN


SEDAT UCANIN KLİPLERİ BEREKAT YAYİNEVİNİN İZNİ İLE YAYINLANMAKTADIR

SEDAT UÇANIN SON ALBÜMÜ YÜCELER YÜCESİ ÇIKTI

Beni sizlerle tekrar buluşturan, Yüce Rabb’ime hamd ve şükür, salat ve selam. O’nu bize tanıtan ve anlatan sevgililer sevgilisi, yüceler yücesi ve iki cihan güneşi Peygamberimiz Muhammed Mustafa (S.A.V)’e salat ve selam olsun...
Varlıklar yaratıldıkları andan itibaren Allah’ü Teala’yı lisanı halleri ile anmakta ve tesbih etmektedirler. Münacat O’na yönelmenin O’nu anmanın ve ona yalvarışın adıdır. Alemlerin Rabbi olan Allah’ü Teala’yı ve O’nun sevgili Habibini anlatan eserleri bir araya getirerek, O’na lisani halimiz ile münacatta bulunmaktır dileğimiz...
Her bir bestenin bende ayrı ayrı birer hatırası olan bu albümde; şiirini sizlerle paylaşma imkanına kavuştuğum, Hak dostu Ahmet Hüdayi (Ladikli Ahmet Ağa’yı) rahmetle anıyorum. Diğer söz yazarları, Halil Dülgar, Nuran Ayaz, Hayrani, Hüdaverdi Akgün, Mehmet Özsoy, Engin Titiz ve Muhammed Çağrı Uçan’ı da minnet ve şükranla anmak isterim. Ayrıca uzun araştırmalarımıza rağmen “ravza” eserinin sahibine ulaşamamız nedeninden hakkını helal etmesi temennisi ile...
Her zaman yanımda hissettiğim sevgili can dostlarım; Burhan, Yaşar, ve İbrahim Uçan Abilerime, prodüktörüm A. Reşit Avanoğlu ve Murat Avanoğluna, gönül kapıları her daim açık olan gönül dostlarıma. Zikirleri ile Mehmet Arıkboğa’ya, ayrıca bu albümümüze en büyük katkısı ve emeği geçen. Geceli gündüzlü yoğun çalışma temposu içinde olup, duygu ve hislerini notalarla birleştiren. Yönetmenim sayın Şenol Güney’e, Nefesi ile nağmelere hüzün ve neşe veren, neyzen sevgili Başar Dikici’ye ve emeği geçen tüm müzisyen arkadaşlarıma Stüdyo Güney’in vefakar çalışanlarına gönülden teşekkürü bir borç bilirim.
Bizleri dinleme lütfunda bulunan siz değerli dinleyicilerime sevgi ve saygılarımla... Son anda yoğun istek ve talep üzerine “Kanayan Yara Filistin” adlı eseri albüme yetiştiren Yunus, Yücel ve Yasin Peker kardeşlere en kalbi duygularımla teşekkür ediyorum...
iyiki varsınız.
bilgi için www.yuzyuzehayat.com
www.berekatyayinevi.com

söze gerek yok


KORSAN ÜRÜN ALIRKEN HİÇ DÜŞÜNDÜNÜZMÜ


HİÇ DÜŞÜNDÜNÜZMÜ KORSAN Bİ ÜRÜN ALIRKEN ben bir yapımcıyım her şeyden önce sizler gibi hepimiz gibi bir vatandaşım ama bizi birbirimizden ayiran en önemli fark ise ben ve benim gibi yapımcı arkadaşlarımızın yaptığı eserlerin korsana yenik düşürülmesine imkan veren siz değerli toplumun fertleri ile mücadele etmemiz sizlerle farklı safları paylaşmamızdir .haklısınız hayat çok pahalı ve geçinilmesi zor bir mücadele içindesiniz bunca dert,tasa,sıkıntı,ve kaygı verici bi durumdayken bide dinleyeceğiniz ve okuyacağınız eserlere maddi bi kaynak mı ayıracaksınız ? bu sorunun şu anki cevabı siz toplumun değerli fertlerine göre hayır elbette bu hayır cevabinizi basın yoluyla bildirmiyorsunuz ama bize bu cevaplariniz her yıl çektiğimiz bandrol adetleri sıfır noktasına yaklaştığında cevaplarınızı aldık ama bu acı tecrübe sadece biz yapımcılari ve yayıncıları değil bu sektörden kazanç sağlayan onbinlerce kayıt altında olan veya olmayan ailenin ocağını söndürme noktasına geldi tamam hep kendimizden bahsettiğimizden dem vurup duruyorsunuz hayır olay sadece biz değil burda ülkemiz kaybediyor nasılmı size devlete ödediğimiz vergi lerden bahsetmeyeceğim keşke kayıplar sadece maddi olarak kalabilseydi ancak burda ulusal bi yapıya sahip bir ulus devleti olan ülkemiz ve geleceğimiz tehdit altındadır toplumlar dikkat edersenizki fikirleri ile sanatı sanatçıları ve üretenleri ile anılır haldedir bugun theodorakis ,denilince yunanistan Garo Mafyan denilince ıÜüErmenistan ıÜüBeatles,denilince ingiltere tolstoy,dostoyevski denilince rusya nazım hikmet,ibrahim tatlıses,orhan pamuk ,necip fazıl kısakürek ,ahmet ertegün ve adını sayamıyacağımız bir çok değerli sanatçı ,yazar ,yapımcı denilince türkiye değilmi! peki siz bu hızınızla korsan tüketmeye devam ettğiniz takdirde ilerki dönemlerde hangi sanatçının ,yazarın ,yapımcının ,adıyla anılacağımızı küreselleşen dünyada toplumlarla en iyi iletişimin mimarı olan bu sanatçıların ve yazarların hangisi üzerinden ülkemize fayda sağlayacağımızın hesabını yaptınızmı ?
YAZAN:MURAT AVANOĞLU